28 Aralık 2014 Pazar

HAYIR DEME SANATI


İnsanoğlu çevresi tarafından takdir ve kabul edilmek arzusu içindedir. Hepimiz alçak gönüllülüğün önemli bir erdem olduğunu bilerek büyüdük ve mütevaziliğin de yıllar içinde, kabul görmenin en önemli unsuru olduğunu görerek öğrendik. Bir topluluk içine girdiğimizde herkes bizi sevsin, kabul etsin ve değer versin istiyoruz. Bunun için fazlasıyla çabalıyor ve genelde kendimizi olduğumuzdan farklı göstermeye uğraşıyoruz. Bir süre sonra giydiğimiz bu elbise bize dar geliyor ve sıkıntı yaşamaya başlıyoruz.

Rahatsız olduğumuz şeyleri söylemediğimiz, göstermediğimiz ve reddetmediğimiz için bu durumlara uzun süre katlanmak zorunda kalıyoruz ve bu sıkıntıyı içimizde biriktirmeye başlıyoruz. Bazılarımız bunu içinde saklamaya devam edebilirken ama için için sıkıntı çekerken, bazılarımız da dayanamayacağımız noktaya geldiğimize fevri ve yersiz çıkışlarla kendimizi haksız konuma düşürebiliyoruz.


Bazı zamanlarda kırıcı olmamak için, bazen çekindiğimiz için, bazen de sadece gerginlik olmasın diye net bir şekilde “hayır” demek yerine, hayır anlamına gelecek imalarda bulunuyoruz ya da beyaz yalanlar söylüyoruz. İşte kısır döngü burada başlıyor. Kendimize böyle davranarak biçtiğimiz kıyafet zamanla bir yüke dönüşüyor. Sözlerimizle ifade etmediğimiz şeyler genellikle anlaşılmıyor ya da daha kötüsü kendimizi yanlış tanıtmamıza sebep oluyor. İsteklerimizi söylememeyi önemli bir değer saydığımız için karşımızdaki kişiler bizi anlamayınca, tanıyamayınca, istediklerimizi karşılamayınca kendimizi değersiz hissediyoruz. Oysa ne istediğini, kendine güvenerek ve cesur davranarak net ve zamanında söylemek iletişimin ilk basamağı. Karşılıklı anlaşmayı ve uzlaşmayı uyum sağlamak olarak algıladıkça ve gerilimsiz hayatımızı koruma amacıyla “evet” dedikçe aslında kendimizi gün be gün daha fazla köşeye sıkıştırdığımızı fark etmiyoruz. Genellikle kendimiz için “hayır” demiyoruz, diyemiyoruz. Hayır diyememenin en önemli nedenlerinden biri yalnız kalma ve kaybetme korkumuz. Yalnız kalmamak, sevilmek, onaylanmak için söylemediğimiz her “hayır”, etrafımızdakiler için birer “evet”. Ve bu “evet”ler bize her an yeni yükümlülükler, görevler, sorunlar, kaldıramayacağımız yükler getirebiliyor. Alışveriş merkezinde ağlamasın, tutturmasın diye çocuğuna hayır diyemeyen bir ebeveyn, patronunun onayını almak için her türlü işin altına giren bir çalışan, dostlarını kaybetmemek için istemediği şeyleri yapmak zorunda kalan bir arkadaş... Herkes eninde sonunda “hayır” diyememenin ağırlığı altında eziliyor. Günün birinde isteğini karşılayamayacağı bir istekte bulunduğunda çocuğuna ilk defa hayır diyen ebeveyn, patronu üstüne kaldırabileceğinden fazla iş yükü yüklediğinde istifa etmeyi düşünen çalışan, arkadaşına talep ettiğini veremeyecek duruma gelen dost... Hepsi geldikleri noktada geriye dönüp kendilerini sorgulamaya ve nerede yanlış yaptığını araştırmaya başlayabilir.

Oysa ki, en başında; kabul edilmemek, onaylanmak, sevilmek, değerli olmak, sorun çıkmasını engellemek amacıyla her konuda uyumlu olmayı, “evet” demeyi biz seçmedik mi? “Kimse beni anlamıyor” veya “ben ne kadar şansız bir insanım” bahanesine sığınmak yerine davranışlarımızı sorgulamak ve değiştirmek zamanının geldiğini fark edebilmek önemli.


Peki, “hayır” demeyi nasıl başaracağız?

  • Bazen “hayır” diyebilmenin kendimize “evet” demek olduğunun farkına vararak.
  • Önceliklerimizi belirleyerek; zaman ve enerjimizi neye, kime ayırmak istediğimizi bilerek.
  • “Hayır” diyebilmenin bize özgürlüğün kapılarını açacağını bilerek.
  • Sınırlarımızı belirleyebilmenin ve bunları açıkça ifade edebilmenin ruh sağlığı açısından önemini keşfederek.
  • “Hayır”larımız üzerinde düşünerek “evet”lere çevirmenin, “evet”i “hayır”a çevirmekten daha kolay olacağını bilerek.
  • Kararlı, kendini ifade edebilen ve özgüvenli bir insan olabilmenin yolunun yeri geldiğinde “hayır” diyebilmek olduğunu öğrenerek.
  • Kendimizi tanımaya ve çevremizdekilerin de bizi olduğumuz gibi tanımasına bu şekilde olanak vereceğimizi bilerek.

Hayır demenin kuralları nelerdir?

  • Birisi bizden bir şey istediğinde hemen o anda cevap vermemek düşünmek için zamana sahip olmak demektir.
  • Bizden bir şey istenirse, bu istekle ilgili detayları öğrenmek ve sorular sormak, kendimizi tartmak için önemlidir.
  • “Hayır” derken nezaket ve saygıyı korumak önemlidir. Karşımızdakinin isteğini, beklentisini anladığımızı fakat bunu karşılayamayacağımızı belirtmek yerinde bir davranış olacaktır.
  • Kendini ve cevabını kararlı ve net bir şekilde ifade edebilmek iletişim becerimizi arttıracaktır.

   Denemekte fayda var...

1 yorum:

  1. Öncelikle merhabalar,

    “Hayır” diyebilmek ve “sınırlarımızı koruyabilmek” şu dünyada yaşamımızı kolaylaştıran ve verimliliğimizi artıran iki önemli beceri. Ancak bu durum bazen zorlaşabiliyor ve bizi hiç de istemediğimiz sonuçlara götürebiliyor. Hem günlük hayatta hem de sosyal medyada etki altında bırakılıyoruz. Elalem ne der diye düşünebiliyor, başkaları üzülmesin diye kendimizi üzüyor, kendimizden taviz veriyoruz. Aman ağzımızın tadı bozulmasın, darılmaca gücenmece olmasın diyerek aslında kişiliğimizi zedeleyen pek çok duruma göz yumabiliyoruz. Bu da beraberinde ruhsal yorgunluğu getiriyor. Bu konuyla ilgili Reşat Nuri Güntekin’in şu sözünü çok severim:

    ''Biz, hayır demeyi, işim var demeyi, olmaz demeyi beceremeyen insanlarız. Yorgunluğumuz bitmez bizim.''

    ‘’Hayır’’ diyebilmek üzerine naçizane notlarımı okumanız için ben de sizinle paylaşmak isterim: http://www.ebrubektasoglu.com/yazi/hayir-diyebilmek/

    Sevgilerimle,
    sağlıkla kalın.

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...