24 Aralık 2014 Çarşamba

Çocuklarda Yemek Yeme Sorunları

Beslenme, çocuğun bedensel ve zihinsel gelişimi üzerinde oldukça önemlidir. Yeterli ve dengeli beslenen çocuk, normal bir büyüme seyri gösterir; gerek fiziksel gelişimi gerekse bilişsel gelişimi olması gereken seviyede olur. Aşırı beslenme şişmanlığa, dolayısıyla çeşitli hastalıklara yol açarken, yetersiz beslenme ise, zayıflığa, boy kısalığına, diş sorunlarına ve zekânın gerekli düzeyde gelişememesine yol açabilir. Çocuğun sağlıklı ve dengeli bir beslenme alışkanlığı kazanmasında ailenin desteği zorunludur. Fakat her şeyde olduğu gibi bu konuda da aşırıya kaçmak zararlıdır. Yemek konusunda aşırı ısrarcı ebeveynlerin çocuklarında şişmanlık ya da iştahsızlık gibi sorunlar baş gösterebilir.


Düzenli yemek yeme alışkanlığı olmayan ailelerde büyüyen çocuklarda düzenli yemek yeme alışkanlığı oluşamaz. Sağlıklı bir aile etkileşimi için bir arada yemek yenmeli ve masaya oturma amacı sadece yemek yemeyle sınırlandırılmalıdır. Televizyon seyretmek yerine sohbet edilmelidir. Masada beraber oturmak, gün boyunca birbirlerini görmeyen aile üyelerini birbirlerine bağlar ve aradaki sevgiyi pekiştirir. Bu durum aynı zamanda çocuğun da düzenli ve dengeli bir beslenme alışkanlığı kazanmasına yardım eder ve yemekler konusunda daha az seçici davranmasını sağlar; anne-babasının veya çok sevdiği kişilerin yediği bütün yemek çeşitlerini çocuğun da yemek istemesini sağlayabilir. Masadayken çocuğun hoşuna giden konularda konuşmak, hikâyeler veya gün içinde olan komik olayları paylaşmak, çocuğun yemeğini daha zevkli yemesini sağlayabilir. Uyku gibi, yemek yeme düzeninin de oluşmasında, yemeklerin belirli saatlerde yenmesi ve bütün aile bireylerinin masada olması faydalı olacaktır.

Çocuğun öğünler arasında abur cubur yiyecekler tüketmesi engellenmelidir; fakat çocuk çok acıktıysa az miktarda sebze veya meyve yemesine izin verilebilir. Öğün atlatmamak, öğle ve akşam öğünlerinde dört besin grubundan (süt/süt ürünleri, et ürünleri, sebze/meyveler ve tahıllar) da yiyeceklerin tüketilmesine dikkat etmek gereklidir.

Çocukta iştahsızlık söz konusu ise, yemek yedirmek için tehdit, korkutma, kıyaslama ve ısrar olmamalıdır. Zorla yemek yedirmenin daha çok iştahsızlığa neden olduğu bilinen bir gerçektir. Çocuk acıktığını kendisi ifade edebilir ve doyduğunu da ancak kendisi bilip söyleyebilir. Çocukların iştahsız olmasında hem fiziksel hem de psikolojik etmenler rol oynamaktadır. Çocuğun kendisinden ve çevre koşullarından kaynaklanan geçici iştahsızlık durumları yaşanabilir. Çeşitli psikolojik etkenlerden dolayı çocuğun ilgi çekmek istemesi ve/veya ruhsal çalkantılar, çocuğun iştahsız olmasına yol açabilir. Psikolojik nedenler genelde çocuğun ailesiyle arasındaki olumsuz ilişkilerden (annenin ısrarı, ilginin az olması, kardeş kıskançlığı, vb.) kaynaklanır. Özellikle annelerin çocukların beslenmeleriyle ilgili aşırı kaygılı yaklaşımları çocukları daha da iştahsız hale getirebilir. Annenin bu konudaki tutumunu sezen çocuk, kesintisiz bir ilgi kaynağına rastladığını fark eder. Böylece anne her öğün çocuğun ardından dolaşan, yedirmek için dil döken, yorgun bir anne haline dönüşür. Çocuğun iştahsız olduğu düşünülüyorsa önce fiziksel bir rahatsızlığının olup olmadığı araştırılmalıdır. Eğer çocukta bir rahatsızlık yok ise iştahsızlığı yaratan psikolojik etkenler ortaya çıkarılmalıdır. Çocuğun iştahsızlığı psikolojik kökenli ise aile bu konuda köklü bir tutum değişikliği yapmalıdır. Yapılacak ilk şey, yemek saatlerinde çocuk ile ilgilenmemektir. Çocuk hiçbir şey yemezse bile görmezden gelinmeli, göz ucuyla bile bakılmamalı ve öğünler arasında da yiyecek verilmemelidir. Bu durumda ilk günler pek bir şey yemeyecektir fakat sonraki günlerde yemeye başlayacak ve kısa sürede yeterli ve dengeli bir beslenme düzenine kavuşacaktır.


Çoğu durumda olduğu gibi, uyku ve yemek konularında da kararlı ve sabırlı davranılarak, çocuğun yemek ve uyku açısından sağlıklı bir birey olarak yetişmesinin altyapısı hazırlanmalıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...